KÜLLERİNDEN yeniden doğmak; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını anlatan en güzel şey bu olsa gerek! Bunu doğurtan kahramanların Komutanı ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk oldu… Kurtuluş Savaşı ile tam bağımsızlığı elde edip cumhuriyeti kurmakla kalmadılar, dünyanın da kaderini değiştirmiş oldular. Anadolu’da yakılan bu ateş, kısa sürede tüm dünyaya yayıldı ve esaret altındaki uluslar bir bir bağımsızlıklarını ilan ettiler… Cumhuriyet, bütün tarihimizin en değerli mirasıdır.
Çok büyük emek, çok büyük mücadelelerle bugünlere getirildi, bizlere ve genç nesile düşen de bu bayrağı daha da yükseklere çıkararak, Türkiye’yi ekonomisi gelişmiş, demokrasisi gelişmiş, dünyada söz sahibi olan bir ülke haline getirmek. Bunun için de kurucularımıza, kurucu değerlerimize sımsıkı bağlı kalmamız gerekiyor.
Bu vesile ile 86. yıl önce aramızdan ayrılan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına ve kanları uğruna bu cumhuriyeti bizlere kazandıran tüm şehitlere sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Değerli bir büyüğümüzü kaybettik
SEKTÖRÜ bugünlere başarıyla getirmiş, bu uğurda büyük mücadeleler vermiş değerli sektör büyüklerimiz, duayen vasfını hak etmiş ağabeylerimiz maalesef tek tek aramızdan ayrılıyor.
Tabiatın kanunu elbette ki bu; ama insan üzülüyor, dostların aramızdan ayrılmasının acısını da yaşıyor. Burada önemli olan nokta ise, bu büyüklerimizin bizlere bıraktığı değerli mirası korumaktır. Sektörü bugünlere getirdiler, genç neslin görevi de geçmişinden ders alarak sektörü daha ileri noktalara taşımaktır. Unutulmasın ki, dünden ders almayan gelecek için doğru planlama yapamaz. Genç arkadaşlarımızın bunu dikkate almasında fayda var.
Geçtiğimiz hafta ‘çınar’ vasfını ve duayenliği ziyadesiyle hak etmiş, Vangölü Turizm’in kurucusu değerli ağabeyimiz Necip Kartal, vefat edip aramızdan ayrıldı. Necip Bey gerçekten sakin, saygın sektörün en eski firmalarının birinin sahibi olarak güzel şeyler yaptı. Her zaman uzlaşmacı ve barıştırıcı oldu. Onun vefatı sektör için büyük kayıp. Nitekim cenaze törenindeki kalabalığa bakıldığında ne kadar sevildiği, ne kadar saygı duyulduğu açıkçası gözler önüne serildi. Ben bu vesile ile değerli büyüğümüz Necip Kartal’a Allah’tan rahmet, Vangölü camiası ve ailesine sabır diliyorum.
Beylikdüzü için harekete geçilmeli
GELELİM sektörümüzün gündemlerine… Sağından, solundan, arkasından, önünden; neresinden bakarsanız bakın, gündemin tamamını sorunlar ve sıkıntılar oluşturuyor. Keşke güzel şeyler de konuşabilsek, keşke daha iyisi için çaba gösterebilsek; ama yok işte…
Özellikle şu an itibariyle sektörün yolcu sayılarının dibe vurduğu dönemdeyiz. Çıkan otobüs sayılarına baktığımız zaman, hakikatten bugün tarihte hiç görülmemiş kadar az araba otogardan çıkıyor. Hep söylüyoruz havayollarındaki büyüme, demiryollarındaki büyüme otobüsçülüğe zarar veriyor. Bizim en büyük sorunumuz, şu anda uzun mesafeleri uçak, orta mesafeleri demir yolu aldı, bir şey diyemeyiz saygı duyarız, ama bizim en önemli sorunumuz hali hazırda sıkışıp kaldığımız kısa mesafe… Kısa mesafeyi de korsan taşımacılarla paylaşıyoruz. Biliyorsunuz; belediye tarafından Beylikdüzü’nde bir cep terminali yapıldı. İyi güzel; ama öyle değil işte bu cep terminalini, tam da yıllardır yakındığımız ve iller arası korsan taşıma dediğimiz sadece D2 belgeli taşımacılar kullanacak; hem de UKOME kararıyla… Şehirlerarası yolcu taşıma yetki beldesi olan D1’ler, yani otobüsçüler bu terminali kullanamayacak! Bu yanlıştır, bu kanunsuzdur ve bunu mutlaka bakanlığa anlatmamız lazım. Bakanlığın bu konuda da bir çözüm üretmesi lazım, onları engellemesi lazım.
TOBB Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclisi olarak da bu konuda Ulaştırma Bakanlığı ile bir çalışma yaparak, bu kısa mesafedeki kayıt dışı, belgesiz, yanlış belgelerle taşıma yapılmasını engellememiz lazım. Demin yukarıda da altını çizdiğim üzere; uzun yol uçağa gidiyor, orta mesafe trenlere… Bize kalan ise kısa mesafe; yani o kadar dar bir alana hapsolduk ki, kısa mesafe bizim var olma zeminimiz haline geldi. Şimdi bu kısa mesafeyi de korsana verdik mi bu sektörün geleceği yok. Onun için sektör mensuplarının da bu konuda atacağımız adımlarda bize destek vermesi lazım, bize sahip çıkması lazım ve biz İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerimizin çevresindeki bu kısa mesafe taşımacılığının UKOME kararlarıyla düzenlenmesine karşıyız.
Türkiye Cumhuriyeti’nde kanunlar var; 4925 sayılı taşıma kanununda şehirlerarası ve turizm taşımacılığının tanımını yapmıştır. Bunu UKOME kararlarıyla delmeye kimsenin hakkı yok. Tabii büyükşehir belediyelerinin yaptığı yanlışlıklar var; servis araçlarına turizm taşımacılığı yaptırmak gibi, yanlışların da önüne geçmek lazım. Bu konuda hem büyükşehirle hem de bakanlıkla yapacağımız görüşmeler sonucunda düzenleme talep ediyoruz. Hep söylüyorum ve söylemeye de devam edeceğim; bakanlıklararası koordinasyon sağlamamız lazım. Birden çok bakanlığı ilgilendiren sorunlar var. İçişleri Bakanlığı, UKOME’lerden sorumlu Şehircilik Bakanlığı, UKOME’lerden sorumlu Ulaştırma Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı bütün bunların hepsinin bir araya getirilip artık bu sektörün geleceğini tarif ve tayin etmemiz lazım. Mutlaka ilgili tarafların da içerisinde yer alacağı bir koordinasyon kurulu kurulması lazım, hep söylüyoruz bunu Ulaştırma Bakanlığı tek başına bir şeylerin kararını veremiyor.
İçişleri, Şehircilik ve Sanayi Bakanlığının da bu oluşum içerisinde mutlaka olması lazım. Hatta ehliyetlerle ilgili Milli Eğitim Bakanlığı’nın da olması lazım. Yani mutlaka bizim EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) gibi BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) gibi bir kurumun kurulması lazım ve sektör görüşlerinin de dile getirildiği çok taraflı bir organ oluşturulması lazım…
Şimdi Türkiye’ye baktığınız zaman 1960-70’lerin mevzuatlarıyla beraber bu işlerin yürümeyeceği artık çok net olarak görülüyor. Karayolu Taşıma Kanunu bir ihtiyaçtan çıkmıştır, Ulaştırma Bakanlığının sektör için yaptığı en hayırlı şeydir ama uygulamaya geçilmedi maalesef. Bu kanunu tamamlayan, ihtiyaçlara yanıt veren bir mevzuat yani yönetmelik maalesef yok. Uygulamaya geçen kısımları sadece ceza kısımları. Yani sektöre kâr mı getirdi zarar mı getirdi belli değil. Hatta kâr getirmesi gereken yerde sektör zarar görüyor. Onun için biz bu koordinasyon kurulunun kurulması konusunda ısrarımızı edeceğiz. Ulaştırma Bakanlığı’yla Odalar Birliği Sektör Meclisi olarak ta böyle bir çalışmanın içinde olacağımızı söyleyebilirim. Ulaştırma Bakanlığıyla mutlaka görüşeceğiz.
Anadolu Otogarı kangrene dönüştü
SEKTÖRÜN önemli sorunlarından bir tanesi de Anadolu yakasındaki otogar sorunu… Bir de tabii ki yıllardır dile getirdiğimiz üzere mega kentin belli noktalarına konuşlandırılacak cep terminalleri meselesi de var. Yukarıda değindim, Beylikdüzü’nde bizlere açık olmasa da bir cep terminali yapıldı. Aslında Beylikdüzü’nde yapılması gereken cep terminalinin Hadımköy’de karayolları kavşağında yapılması lazımdı. Buradan Trakya’ya giden-gelen arabaların yolcu indirip bindirdiği bir yer olması lazım orada.
Bir de bu konuları detaylarıyla konuşmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan defalarca randevu istedik, ama karşılık alamadık. Şunu söyleyebilirim; tarihin hiçbir yerinde biz belediyeden bu kadar kopuk olmadık. Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’ndan sizin de aracılığınızla beraber bir rendevu talep ediyoruz biz.
Anadolu Yakası otogar sorununu, İstanbul’daki ulaşım sorunlarımızı, kentiçi ile ilgili sorunlarımızı oturup konuşmamız lazım. Defalarca randevu istedik, alamadık.
Sayın İmamoğlu’ndan ulaştırma sektörünü dikkate alarak bize randevu vermesini istiyoruz. Bizim sektörün sorunlarını, İstanbul genelindeki sorunları çözmek için başka kimseye gidecek halimiz yok.
