GAZETE olarak mikrofonu otobüsçüye, firmacıya, turizmciye ve iş ortağı olarak çözüm sunan paydaşlara uzatıyoruz. Piyasada iyimser düşünmek isteyenler olsa da karamsarlık hâkim. Herkese göre sıkıntı büyük; üstelik ne olacağı konusunda da kimse bir şey söyleyemiyor. Sektörde30 yıla yakın bir zamandır otobüsçüye otocam noktasında çözüm ortağı olan, ticaretiyle büyük bir itibara sahip olan Kayahan Otocam’ın ortağı Ömer Hanoğlu ile söyleştik. Cam fiyatlarının bir yılda yüzde 233 yükseldiğine dikkat çeken Hanoğlu, bozulan ekonomi nedeniyle insanların ucuz mala yöneldiğini, bunun da istenmeyen sonuçlar doğurabileceğini söylüyor. İşte ilgiyle okuyacağınız çarpıcı söyleşimiz:
GÜLEGÜLE: Uzun yıllardır iş ortağı olduğunuz otobüs sektörünün durumunu nasıl görüyorsunuz? Tabii onların ne durumda olduğu bire bir sizi de etkiliyor. Genel bir çerçeve çizer misiniz?
Stokçuluk ve fahiş fiyat otocam montajı yapan meslektaşlarımızı olumsuz etkiliyor
HANOĞLU: Bütün dünyada, bütün sektörlerde ekonomik sıkıntı var. Ulaşım sektörü de haliyle bu sıkıntıdan fazlasıyla nasibini alıyor. Sıkıntı nedeniyle de gider kalemlerinde afaki fiyat artışları söz konusu. Mesela otocam ürünlerinde üretici firmalar fiyatlarını bir yıl içerisinde yüzde 233 artırdı. Üretici fiyatları bu kadar artarken biz, bu fiyat artışlarını eş zamanlı olarak fiyatlarımıza yansıtamıyoruz. Zamana yayarak fiyat ayarlaması yapmak durumunda kalıyoruz. Çünkü müşterimiz olan firmalarla etik kurallar çerçevesinde kazan-kazan fikriyle gelişmiş, uzun yıllara dayanan ilişkilerimiz, dostluklarımız var.
Oysa daha önce üreticiler yılda bir kez fiyat artırır; artırmadan önce de bizlere haber verir, ‘ihtiyacınız varsa şimdiden alın’ derlerdi. Bu zamlar da yüzde 20’yi geçmezdi. Böyle olunca biz de ihtiyacımız olan ürünleri alırdık. İş hayatımızı bir şekilde devam ettiriyorduk; ama şu anda geldiğimiz noktada her alanda olduğu gibi sektörümüzde de inanılmaz derecede sıkıntılar var. Bu sıkıntılar; servisçiyi, yedek parçacıyı, kısaca sektör ile iş yapan herkesi sarmış durumda. Öte taraftan üretici kısmında da sorunlar yaşıyoruz. Biz müşteri firmalarla doğrudan muhatap olduğumuz için biraz önce ifade ettiğim gibi, üretici firmaların yaptığı fiyat artışlarını anında müşterilerimize yansıtamıyoruz ve bu gibi sıkıntıları göğüslüyoruz…
Ayrıca, müşterimiz olan firmalar bizden sadece cam satın almıyor, montaj hizmeti ile birlikte camı satın alıyor, o nedenle camın markasından çok bize güveniyor, yani sonuç olarak camın doğru, kaliteli ve orijinal şekilde aracına montajının yapılmasına bakıyor. Bu nedenle bizim garantimizi önemsiyor. Buradan yola çıkınca, biz de bütün üretici firmaların ürettiği camların yüksek kaliteli olmasını istiyoruz.
Ancak, yüksek kaliteyi de her firma yakalayamıyor, yani herkes aynı seviyede iyi üretici olamıyor. Bu nedenle biz, Kayahan Otocam olarak sektördeki az sayıdaki firmalar gibi, her üretilen camı almadığımız için, malını satmak isteyen bazı üreticiler; tamirci, benzinci, lastikçi vb gibi bir partner bularak Esenler Otogarı’nın yolunu tutuyor. Burada büyük bir pazar olduğunu düşünüyor ve ‘bu pazardan bir pay alırım’ın hesaplarını yapıyor. Böyle olunca da meslek layıkıyla icra edilmemiş oluyor. Oysa bu mesleği gereği gibi icra eden insanlar; çıraklığını, kalfalığını ve ustalığını bu mesleğin tozunu alarak yapmış, eğitimini almış, mesleğe yıllarını vermiş insanlardır. Her önüne gelen eğitimini almadan bu işe soyunursa, kaliteli ve sorunsuz iş icra edilmemiş olur ve böyle bir yerden hizmet almak durumunda kalan müşteri aslında risk almış olur.
Maalesef sahipsiz bir piyasamız var, sahipsiz bir sektörümüz var; otobüsçü ne kadar sahipsizse otobüsçüye mal ve hizmet satan sektör esnafı da o kadar sahipsizdir, bana göre! Ayrıca, belediyenin otogardaki dükkanları kiraya verme mantığına baktığınızda da ‘sahipsizlik’ açıkça görülüyor. Orada bizi üzen çok şey olmuştur; ama biz bu işi meslek edinmişiz, her halükârda öyle ya da böyle işimizi yapıyoruz. Piyasanın daralmasını, talebin dalgalanmasını da dikkate alarak bazen biz de frene basıyoruz; genel olarak 1. 2. Viteslerde gidiyoruz, yani 5’i 6’yı artık görmüyoruz. Çünkü artık ticaretin yönü, şekli değişti; yani ticaret artık eskisi gibi değil. Diğer bir ifadeyle sattığımız malzemeyi, camı yerine koyamaz hâle geldik. Böyle bir girdabın içindeyiz. İnşallah Allah’ım sektörümüze, ülkemize, dünyaya huzur verir ve bu karmaşıklıklardan kurtuluruz.
Ayrıca; artık seviyeli iş yapan, etik davranan neredeyse kalmadı, bunun yerine stokçuluk, fırsatçılık başladı. Malı alıp stokluyor, ‘yok’ çekiyor, sonradan da malı fahiş fiyatlara satıyorlar. Hepimizin durumu sektörümüzün genel durumuna bağlı. Zor bir dönemden geçiliyor. Devletimizin bu değerli sektöre artık yardım elini uzatması gerekiyor. Çünkü sektörümüz zor durumda.
GÜLEGÜLE: Otobüsçüler ve firmacılar camın öneminin farkında mı, ya da kalitesinin farkında mı? Bu konuda onlara neler söylemek istersiniz?
Otocam hayati bir öneme sahiptir
HANOĞLU: Farkındalık konusunda, toplum olarak çok iyi durumda olduğumuz söylenemez. Mesela otobüs içerisindeki 46 kişinin can güvenliğinin otobüsün ön camına da bağlı olduğunu kaç kişi biliyor ve kaç kişi cam alırken bu konuya hassasiyetle yaklaşıyor? Belki bilmiyor, bilse de pahalı olduğu için iyi cama yanaşmıyor. Neden? Hayat pahalılığından dolayı, sigortalının kaskodan senelik 1 tane cam hakkı var, 2. camı almaktan kaçınıyor; çünkü 2. cam hasarsızlığını bozuyor. Böyle olunca da müşteri artık ‘nasıl olursa olsun, ucuz olsun’ deyip o yöne gidiyor. Oysa bu camın görüş açısı çok önemli; yani kalitesiz cam gece seyir halinde iken karşıdaki ışığı toplayıp şoförü rahatsız edebilir. Ayrıca camın kullanımında optik bozukluğu, dalgalı görünüm ve diğer kusurlar şoförün görüşünü bozarak, konforlu sürüşü engellediği gibi, Allah korusun bir kazaya sebep olabilir. Can güvenliğimize, sağlığımıza önem veriyoruz diyoruz, ancak gerçekten önem veriyor muyuz? Birçok insanın sadece yüzeysel olarak bunu yaptığını düşünüyorum. Otobüsün camı ne kadar kullanışlı, ne kadar kullanılır, çatlak var mı yok mu? Avrupa’da böyle bir şey yok; kırık camla seyahat edemezsin, seyahat izni vermezler. Bizim ülkemizde ise biraz daha esnek. 2017 yılında camla ilgili muayene istasyonlarında sıkı denetim vardı, kırık veya çatlak camlar değiştirilmeden araç muayeneden geçemiyordu. Ama daha sonra bu uygulama esnetildi. Böyle olunca, insanlarımız ürünün kalitesinden ziyade ürünün fiyatına öncelik veriyorlar. Bizde ister istemez alternatifler bulunduruyoruz; ama yine de şoförün yorulacağı, kullanamayacağı, mecburiyetten dahi olsa taktırmak istediği kalitesiz camı ve malzemeyi kullanmıyoruz. Çünkü, konforu bozar ve risk doğurur, bizim için ise insan sağlığı daha önemlidir.
Biz konumuzda çok tecrübeliyiz, çok önemli bir portföyümüz var. Değerli turizm seyahat şirketleri, şehirlerarası ve servis taşımacılığı yapan çok ciddi sayıda müşterimiz var. Bir sektöre 30 yıl hizmet veriyorsanız ve bütün olumsuzluklara rağmen işinizin gereğini yaparak, müşterinizi memnun edebiliyor ve müşteri sayınızı arttırabiliyorsanız, işinizi doğru yapıyorsunuz demektir. Biz işimize sadece parasal açıdan bakmıyoruz, işimizi en güzel şekilde yaparak müşterimizi memnun etmeye ve böylece uzun yıllara dayanan iyi ilişkiler geliştirmeye çalışıyoruz, yeni dostlar, arkadaşlar ediniyoruz, yani paranın çözemediği dostluklar lazım.
Biz; 81 vilayete yayılan müşterilerimizle o dostluğu kurmuşuz. Zaman zaman müşterilerimizden duyuyoruz, ‘bu iş Kayahan Otocam da çözülür; bu camı orada bulursun’ diyorlar. Haklılar; mesela Türkiye’nin en ücra köşesinde bir servis arabası satılmış, bu aracın camı üretimden kalkmış, ama hâlâ bizim stoklarımızda mevcut olabiliyor. Böyle bir durumda, oradaki karoserici bile bizimle irtibat kurabiliyor, silsile yoluyla ulaşabiliyorsa bu bize gurur veriyor, bu bizi çok mutlu ediyor. Onun için Allah iyi dostlardan ayırmasın, esnaflarımızı kötü insanlardan korusun. Ulaşım sektöründe faaliyet gösteren firmalara, otobüsçü, servisçi kardeşlerimize, kazasız, belasız günler, bereketli kazançlar diliyorum.
GÜLEGÜLE: Kayahan Otocam’ın sektördeki durumu nedir? Yaşadığımız bu ekonomik şartlar altında personel sayınızı arttırabildiniz mi?
Personelimizi kimseye muhtaç etmedik
HANOĞLU: Biz covid-19 pandemi koşullarında devletin verdiği kısa çalışma ödeneğinin de sayesinde personellerimizin hepsini muhafaza ettik. Hiçbir personelimizi işten çıkarmadık. Evet; bizim iş akışımızda piyasa koşullarına bağlı olarak her firmada olduğu gibi inişler çıkışlar olmuştur; ama biz bunları kendi öz sermayemiz ile, kendi gücümüz ile bir şekilde çevirmeyi başardık. Hiç kimseyi ötekileştirmedik, hiç kimseyi dışarıda bırakmadık. Karınca kararınca personelimizi hiç kimseye muhtaç etmedik. Birlikte yürüdük ve yürüyoruz çok şükür, bir sıkıntımız yok. Aza da şükür ediyoruz, çoğa da şükür ediyoruz. Personellerimizin mutluluğu bizim bu yürüyüşümüze çok fazla katkı sağlıyor, onların ve ailelerinin duaları, yapmış olduğumuz işten dolayı aldığımız dualar bizi ayakta tutuyor.
GÜLEGÜLE: Dolapdere Sanayi Sitesi’nin de Kooperatif Başkanısınız, buradaki durumdan biraz bahseder misiniz? Neler kattınız yaptığınız işlerden biraz bahsedebilir misiniz?
Dolapdere’de önemli icraatlar yaptık
HANOĞLU: Biz, Dolapdere Sanayi Sitesi’nde aşağı yukarı 25 yıldır esnaflık yapıyoruz. Önce kiracıydık, sonra dükkan sahibi olduk. Allah’ın nasip ettiği her şeyi ve güzellikleri değerinde korumaya çalışıyoruz. Biz çalışanımıza verdiğimiz değer kadar, sitede hizmet veren herkese de bu yakınlığı gösteriyoruz, değer veriyoruz. Cenazemizde, düğünümüz de iyi günümüzde kötü günümüzde Dolapdere Sanayi sitesindeki esnafımızla bir ve beraberiz. Bu nedenle Dolapdere Sanayi Sitesi’ndeki esnaflarımızın da, bize karşı bir teveccühleri oluştu, bu teveccüh sonucunda da Allah’ın takdiri ile, insanlarımızın vermiş olduğu güvenden dolayı bu göreve geldik. Göreve gelirken, sanayi sitemizde benim gibi 25 yıl ve daha fazla süredir esnaflık yapan yol arkadaşlarımızla yola çıktık. Sitemizin yönetim kurulu üyeleri olarak her birimizin farklı bir iş alanı var, özelliklerimiz, kişiliklerimiz birbirinden farklı; ancak bu farklılıkları bir zenginlik kabul ederek bir araya geldik ve üyelerimizin bize gösterdiği teveccüh ile görevimize başladık. Göreve geldiğimiz günden bugüne ne yaptınız diye soruyorsunuz… Bunları özetle şöyle sıralayabilirim: Ortak alanlarımızda çevre kirliliği oluşturan atıl, hurda malzemeler vardı; kedi, köpek, güvercin gibi hayvanlara düzensiz gelişigüzel kulübeler yapılmıştı, biz bunların temizliğini yaptık. Sonra çöp konteynırlarımızı kapalı alan içine aldık. Ortak alanlarımızdaki kaldırımların bir kısmına beton attık. Sitemizin genelinde ortak alanların, sokakların ve dükkan önlerindeki aydınlatma lambalarını yeniledik. Böylece sitemizi hem esnafımız hem de iş yaptırmak için sitemize gelen ziyaretçilerimiz için daha temiz, daha ferah ve emniyetli hale getirmeye çalıştık.
Sanayi sitemize, her an acil müdahalede bulunabilecek bir sağlık kabinini yaptırdık ve bir sağlık memurumuzu hizmete başlattık. İl Sağlık Müdürlüğü ile görüşerek, sanayi sitemiz içerisinde 112 Hızır acil servise yer tahsis ettik ve böylece hizmet bölgesi içerisinde ambulansın hizmet vermesini sağladık. Allah korusun, ama meydana gelebilecek bir kaza vb. sağlık problemlerinde sitemiz içerisinde ambulansın birkaç dakika içerisinde müdahale edebilecek durumda olmasını ve site dışındaki bölgede gerçekleşebilecek sağlık problemlerine de kısa sürede müdahale edebilecek durumda olmasını sağlamış olduk.
Aynı zamanda sitemizin içerisine bilboardlar yaptırdık, site giriş çıkışlarımıza esnafımız reklam verebiliyor. Yönetim binamızın iç dekorasyonunu komple yenileyerek, sitemizin temsili açısından sitemize yakışır duruma getirdik. Bunu da kooperatif personelimiz ve kendi imkanlarımızla yaptık, dışarıdan çok az yardım aldık.
Rafet Ayık caddesi Bağcılar Güngören paralelinde yer alan iki adet site giriş kapımızdan birini giriş, diğerini çıkış kapısı olarak düzenleyerek trafik yoğunluğunu kaldırdık. Sitemizde müsait olan alanlara 2 tane de cep otoparkı yaptık. Böylece, müşteri potansiyeli yüksek olan esnafımızın araçlarını bu otoparka yönlendiriyoruz. Şu anda hâlâ bu otoparklara yeni otopark alanları ilave ederek esnafımızı ve sitemize gelen ziyaretçilerimizi rahatlatmaya çalışıyoruz.
Sitemizde esnafımızın ve siteye gelen ziyaretçilerimizin güvenliğini arttırmak amacıyla site geneline ilave kameralar taktırdık ve ihtiyaç duyulduğunda kameralar ilave edilecektir. Yönetim olarak yaptığımız çalışmalar ve girişimler neticesinde, sitemizle ilgili olarak H12 dediğimiz 12 metre kat yüksekliği artırımının ruhsat iznini aldık. Bu bizim sitemiz için çok önemli yani altın değerinde, şuanda mimari proje çalışmasını yaptırıyoruz.
Burada üyelerimizin tercihlerine önem verdiğimiz ve değerli gördüğümüz için, alternatif olarak iki veya üç adet proje çalışması ortaya çıkacak ve bu projeleri üyelerimiz önümüzdeki olağan genel kurulda oylayarak bir tercihte bulunacaklardır. Site yönetimi olarak, üyelerimizin tamamının katılımını sağlayarak üyelerimizin çoğunluğunun onay vereceği bir projeyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz.
Bu proje sitemizin çehresini tamamen değiştirecek, sitemizin bölgede hak ettiği potansiyele kavuşmasını sağlayacak tarihi bir hadisedir. Bu vesileyle sitemizin değerli üyelerine, alın teri dökerek evine helal lokma götürmeye çalışan esnaflarımıza ve tüm çalışanlarımıza bereketli kazançlar, sağlıklı, huzurlu günler temenni ediyorum.