Eski hastalık nüksetti; sezon bitti, sektörde yıkıcı rekabet alevlendi. Fiyatlarını sezona oranla yüzde 50 indirenler bile var. Unutulmasın mazotu depoya 30’liralara dolduracağız; sezonun parasını zarar kapatmak için harcamayalım…
DOĞRU hareket etmesek, belki de bugün pek çok firma kapısına kilit vururdu. Neydi doğrumuz; uzun yıllardan sonra koşulları dikkate almış, taşıma fiyatlarımızı hatırı şekilde artırmıştık. Bu sayededir ki, mazot 30 lirayı aşarken bile para kazanabildik. Kime sorsanız sezon hakkında pozitif konuşuyor; üstelik yolcu yoğunluğu beklenenin hayli altındayken. ‘Acaba eski hastalığımızdan; yani yıkıcı rekabetten kurtulduk mu’ demeye varmadan, sezonun bitişiyle birlikte yine kıran kırana bir fiyat kırma yarışı başladı. Mazotun fiyatı mı düştü, diğer giderlerimiz mi azaldı; yook, mazot yine 30 liraya dayandı. Kur baskısı devam ediyor, petrolün varil fiyatı da hızla yukarılara tırmanıyor. 30 lirayı bile arayabiliriz. Acil tedbirler alacağımıza bir birimizi bitirme yarışına giriyoruz.
ŞÖYLE böyle değil, şu anda kıran kırana bir rekabet var. Fiyatlarda yüzde 50 damping yapanlar bile var. Peki ne olacak; sezonda kazandığımız paraları bu anlamsız yarışa mı kurban edeceğiz. Sezon yeni bitti, 7-8 aylık çok uzun bir kesat bizi bekliyor; sezon paraları da bunu karşılamaya yetmeyebilir. Sonrası malum! Bir şeyler yapmalı. Reçete belli; tekrar tekrar söyleniyor ve biz de hep yazıyoruz, sefer planlamaları yapıp otobüsleri boş kaldırmayacağız, koşullar daha acımasıza giderken fiyatlarımızı düşürmek değil yükseltme yoluna gideceğiz. Bunun yolu il il, bölge bölge anlaşmaktan geçer. Bugüne kadar bunu başaramadık. Taşıma işi organizatörlüğü ile anlaşmayı başarır, zarar eden değil, kâr eden sektör olabiliriz.