KORKULAN oldu; ülke turizmi, yaşanan deprem felaketi ve ortaya konan korku senaryoları nedeniyle büyük bir kayıp yaşıyor. Büyük bir patlama bekleyen sektör, umduğunu bulamadı, yaptığı yatırımın karşılığını alamadı. Bu durumdan en fazla müzdarip olan kesimlerden birisi de, turizmin sac ayağını oluşturan turizm taşımacıları oldu. Turizmdeki kayıptan ziyadesiyle nasibini alan taşımacılar, özellikle artan akaryakıt fiyatları ve maliyetlerden dolayı tekeri döndüremez noktalara geldi. Koşullar bir yana, taşımacılar korsanlarla, haksız rekabetle ve kaptan sıkıntısıyla boğuşuyor. Turizm taşımacılarının kanaat önderlerinden TTDER Genel Sekreteri, TOBB Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclisi Turizm Komisyonu Başkanı, İTO Meclis Üyesi Mehmet Öksüz ile, gündeme dair tüm bu konularla ilgili çarpıcı bir söyleşi yaptık. Araç yatırımı, otopbüs kaptanlığı sıkıntısı ve mevzuatlardaki sıkıntılara dikkat çeken Mehmet Öksüz, yönetenlerin bu konuda daha büyük sorumluluk alması gerektiğininin altını çizdi. İşte TTDER Genel Sekreteri Mehmet Öksüz ile yaptığımız çarpıcı söyleşimiz:
GÜLEGÜLE: Turizm taşımacılarının taşıma mevzuatı ve belge konusunda yaşadığı sıkıntılar devam ediyor. Özellikle belge konusunda yasadışı işler yapılıyor. Bu konuda neler söylersiniz? Neler yapılmalı?
U-ETDS etkin kullanılmalı!
ÖKSÜZ: Bakanlık kapsama alanında, D2 ve B2 belgeleri ile düzenlenen gurup ve arızi taşımacılık faaliyetlerinde, denetim ve yaptırımların yetersizliği nedeniyle kayıtdışı ve usulsüz taşımacılık her geçen gün artarak sektörde haksız ve yıkıcı rekabete neden olmaktadır.
Artan maliyetler ve daralan pazar nedeniyle zor bir dönemden geçen sektörümüzün en önemli sorunlarından biri haline gelen kayıtdışı usulsüz taşımacılık faaliyetleri büyük mağduriyetlere sebep olmaktadır.
Her platformda dile getirmemize rağmen önlem alınmadığı için kayıtdışı taşımacılık faaliyetleri artarak devam etmektedir. Bu sorunun en önemli kaynağı, bakanlıktan D2 belgesi alan sorumsuz firma sahiplerinin, para karşılığı belgelerine kaydettikleri bireysel taşımacıların, firma faturası yerine kendi faturalarını kesmeleri veya hiç fatura kesmemeleridir.
Bu sorunun çözümü için sözleşmeli araçların kendi adına fatura kesmeleri engellenerek belge sahibinin fatura kesmesi sağlanmalı ve U-ETDS kaydı ile etkin bir şekilde denetlenmeli ve ağır yaptırım uygulanmalıdır.
Ayrıca belgelerini bu şekilde kullandıran firmaların belgeleri iptal edilerek faaliyetten men edilmelidir. Belge sahipleri belgelerine kayıtlı taşıtların faaliyetlerinden birinci derecede sorumlu olmaları nedeniyle bu araçları U-ETDS ile takip ederek her türlü faaliyetini kontrol ve denetim altında tutmalı, taşınan yolculara firma faturası kesilmelidir.
Sektörün diğer sorunlarından biride 8+1 koltuk kapasiteli araçların belgelere kaydı ve kullanımı konusunda yaşanmaktadır.
Söz konusu 8+1 koltuk kapasiteli araçlar, tadilat yapılarak 9+1 şekline dönüştürülerek belgeye kayıt edilirken, hem gereksiz maliyetlere hemde ulaşım güvenliği açısından sıkıntılara yol açmaktadır.
Bu nedenlerle bu araçların motor şartı olmaksızın, otomobiler de dahil olmak kaydı ile D2 ve B2 belgelerine kaydedilerek kullanılmasına müsaade edilmelidir.
GÜLEGÜLE: Son dönemlerde maalesef sık sık ölümlü otobüs kazaları yaşadık. Siz, yıllardır bu konuya dikkat çekiyor, kaptanlara özel önem verilmesi gerektiğini söylüyorsunuz. Bu konuda neler söylersiniz?
İyi kaptan, iyi ücretten geçiyor
ÖKSÜZ: Sektördeki yetişmiş kaptan sorunu bugün daha fazla gün yüzüne çıkmıştır. Yollarımız artık altyapı olarak çok modern. Yol kusuru nedeniyle yaşanan kazalar çok azaldı. Yollarımız gelişirken, yeni üretilen otobüsler de teknolojik olarak birçok yeni güvenlik donanımlarıyla güçlendirildi.
Ama en önemli noktayı hep gözden kaçırdık, kaçırmaya da devam ediyoruz. Sektörümüz artık iyi kaptan bulmakta zorlanıyor.
Zorlandığı için de mevcut insan kaynağını istihdam etmek zorunda kalıyoruz. Bulabildiğimiz iyi kaptanlar da belediyeler daha iyi ücret verdiği için oraya gidiyor” dedi.
Kuryeler bile fazla ücret alıyor
Kaptanlara ödenen maaşların çok düşük, iş koşullarının da çok ağır olduğuna dikkat çeken Mehmet Öksüz, “13 milyon TL’ye alınan bir otobüsün direksiyonuna asgari ücret verdiğimiz bir insanı oturtup, onun 40-45 kişiyi güvenli bir şekilde ulaştırmasını istiyoruz.
Kaptanlar, vardıkları noktadan evlerine gitmek için, yemek yiyebilmek için ceplerinde para bulamıyorlar. Birçok kaptan araç içinde dinlenerek, sefere çıkmak zorunda kalıyor. Yeterli eğitim verilmiyor, sonra da onun kaza yapmamasını bekliyoruz. Ama işte üzücü kazalar yaşanıyor. Çözüm üretilmezse yaşanmaya da devam edecek. Burada bize de görev düşüyor. Bu işi yaparken en iyiyi istihdam edebilmemiz için, kaptan ücretlerinin hak ettiği noktaya getirilmesi için mücadele vermemiz gerekiyor. Bir kaptanın maaşı, bir yemek şirketinin motorlu kuryesinin bile gerisinde kalıyor.
Onlar 15- 16 bin TL maaş alırken, kaptan 15 bin 500 TL asgari ücrete mahkum kalıyor. Bu ücretlerle bu mesleği cazip hale getirmemiz mümkün değil.