ULAŞTIRMA ve Altyapı Bakanı sayın Adil Karaismailoğlu, geçtiğimiz hafta yüksek hızlı trenlerle seyahat edenlere dair bir takım rakamlar paylaştı. Öncelikle bu rakamları paylaşmak istiyorum. Bakanlık, 10 Eylül itibariyle hızlı tren seferlerinde artışa gitti. Bu artışın yolcu sayısına yansıması ise şöyle oldu: 10 Eylül’de, yani seferlerin artırıldığı ilk gün 31 bin 651 kişi hızlı trenlerle seyahat etti ve bu da tüm zamanların rekoru olarak kayıtlara girdi. Bu açıklama 15 Eylül’de yapıldı; peki ya bu 5 günde kaç kişi seyahat etti; sayın Bakan bu sayının da 171 binden fazla olduğunu söyledi.
Eminim siz de merak ediyorsunuzdur, ben şahsen hep merak etmişimdir; otobüsçünün ana damarı konumunda olan İstanbul-Ankara hattında kaç kişi trenlerle seyahat ediyor acaba? Evet hızlı trenle seyahatin yüzde 50’sinden fazlasını bu güzergah oluşturuyor. Beş günde İstanbul-Ankara hızlı trenini kulanan yolcu sayısı 87 bin 172… Bakanlık, önümüzdeki dönemlerde sefer sayılarının daha da artırılacağını dile getiriyor; yani daha fazla yolcu trene gidecek ve otobüsçünün kaybı daha da artacak. Diğer taraftan; otobüsçü için en verimli bölgelerden birisi de Trakya… Normal tren seferleri olsa da, henüz hızlı tren buraya ulaşmadı. Çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Yakın bir gelecekte Trakya’ya, oradan da transit Avrupa’ya seferler başlayacak. Bu mecrayı da kaybettiğimizde, halimiz pek yaman olur.
‘Hızlı trenin yaygınlaşması fena mı’ diye sorulabilir; elbette hızlı tren de yaygınlaşsın, havayolları da gelişsin. Buna karşı çıkan yok; ne ben ne de diğer sektör mensupları… Ama karşı çıktığımız bir husus var; devlet burada kendi gücünü kullanarak bir kesimi zayıflatıyor, bir diğer kesimi zararlar pahasına palazlandırıyor. Ben bu haksızlığa karşıyım. Bir süreliğine destek tamam; ama yıllardır otobüsçüden, bu halktan aldığınız vergilerle özel havacıları, lüks yatları desteklemeye devam ediyorsunuz. Bir sektörün adım adım yok oluşa gidişini de seyrediyorsunuz. Önümüzdeki yazımda Almanya örneğini de vererek bu konuyu biraz daha derinleştireceğim.